4 Mart 2012 Pazar

İz bırakan kitap cümleleri..

Herkese merhaba ..
Facebook kullanmıyorum , eşimin facebooku yetiyor:))
 Orada çok güzel bir kısım keşfettim .İz bırakan kitap cümleleri...
Okudukça okudum ve her biri ayrı hoşuma gitti yazılanların ...
Sizinle de paylaşmak istedim ...


*****
ASLA
Tüm bildiklerini söyleme
Duyduklarının hepsine inanma
Malının tamamını harcama

...
ÇÜNKÜ
Bildiklerinin tümünü söyleyen
Duyduklarının tümüne inanan
Malının hepsini harcayan

GENELLİKLE
Uygun olmayanı söyler
Bilmediğini yargılar
Gücünün yetmediğini harcar

ARAP ATASÖZÜ
*****
 Necip Fazıl'a sorarlar 'sevgi mi nefret mi ?' diye. Nefret der üstad ve ekler: Çünkü onun sahtesi olmaz..


********************
Sevmek bu kadar güzelse, kim bilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir..

Şems-i Tebrizi


**********************************
Hep hayıflanmalar... Hep kahırlar... Ara sıra isyanlar... "Gerçek aşkı bulduğumu sanırken yanılmışım" Hep iç geçirmeler... Hep candanlığının farkında olmaksızın "Canım acıyor"lar...Ah edip inlemeler.. "Bi daha sevmeyeceğim" diye yemin içmeler... Keşkeler...Eyvahlar.. Gel- gitler... Ömrümüzün kilometre taşlarına ölü canları gömmeler... Ürkmeler... Umutlar.. Kırlmalar ve.... Oysa bak Mevlana, Mesnevisinde ne diyor: "Ey gönül! Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir Sevgiliyi hep uzaklarda aramakla geçiyor.”


SİNAN YAĞMUR
***********************************
“Aşk nasip işidir hesap işi değil,
Aşk adayıştır, arayış değil”.

Hz. Mevlana


***************************
Bana, “Sen kimsin?” diye sormayın. Ömrü azıcık kalmış bir hiçim. Ben, hiçbir şeyim, hiçbir şeyim. Yürek vermediğiniz ta içinize erişemez. İnsanlara baktım ki, her biri kendisine bir sevgili edinmiş. Kimi kadın, kimi erkek. Bazısı nefis, bazısı da heva. Kimi mal, kimisi de şöhret.... Herkes o sevgiliyle ölüm anına kadar beraber olabilmiş, bazısı da kabrin başına kadar beraber bulunabilmiş, toprağa verilince ona veda etmiş. Herkes sevgilisini karanlık bir kuytuya bırakıp geri dönüyor. Düşündüm. Kendime öyle bir sevgili bulayım ki, hayatımda ve vefatımda benimle beraber olsun. Ömrüm, özüm ve sözüm üç aşk üzerine örüldü: Allah aşkı, Peygamber aşkı ve annem. Bana kendini üç kelimeyle anlat deseler; yetimlik, yalnızlık ve yolculuk derim... Babasız kalmanın acısını imanla doldurdum, yalnızlığımda Allah’a sığındım. Yolculuğumu Habibullah’ın aşkına adadım.

Veysel Karâni, ellerini kuma, alnını hırkaya dayayarak secde vaziyetine devam ederken sırtına bir ok daha geldi. Derken bir ok daha... Bir ok daha... Saplanan oklardan neredeyse sırtı görünmez olmuştu...

Kana boyanmış dudaklarından son cümlesi düştü hırkanın üzerine:

“Esselamü aleyke ya resulullah…”

Bir şehit! Ne de güzel bir şehit! Görüyor musunuz, ne kadar tatlı, ne kadar huzur içinde ölüyor? Doksan yedi yıllık ömür, Allah yolunda savaşırken, şahadetle son buldu... Âşık, maşuğuna kavuşmuştu artık!

Ey bütün zamanların çıldırtan gözyaşları! Şimdi sağanak sağanak dua. Hilalin sureti düşüyor suya. Ey aşka hep yalınayak koşanlar. Bakın gökte yıldız yıldız akıyor esma-i hüsna. Bir tek damla şahadet kanıyla tufandır yüreğimiz. Şimdi aşk. Şimdi şahadet vaktidir.

Derdin nedir? Derdim aşk’a yolculuktur. Ya sizin derdiniz ne ki dudağınızda derman kelimesi hiç eksik olmuyor. Öyle bir derdiniz olsun ki bin dermana değişmeyesiniz.
SİNAN YAĞMUR
********************

Hiç yorum yok: