29 Şubat 2012 Çarşamba

Avrupa Handikapı..

Hemen her gün tvlerde ,internette ,dergilerde,  kitaplarda tartışır olduğumuz Avrupa modernitesine değinmek istiyorum bugün biraz.
Artık heryerde öyle çok konuşulur oldu ki bu konu ben de iki çift laf edemeden duramadım.
Ülkemizde ahlaki yozlaşmanın tavan yaptığı bir dönemde yaşıyoruz.
Çoğumuz kendi bakış açımızdan konuyu değerlendirip yorumlandırıyoruz.
Ancak unuttuğumuz,belki de göremediğimiz şeyler var.
Peki gerçekten ahlaki yozlaşmamızın sebebi ne ? Avrupa gerçekten pembe panjurlu ev  mi ?
Ülkemizdeki ahlaki yozlaşma yeni değil ,yıllardır kurgulanan ve görüyoruzki gayet güzel başarıya ulaşmış bir oyunun parçası...
Biz de kek gibi bu oyuna gelip tüm ahlaki değerlerimizden sıyrılıp yaşamaya başladıkça herşeyi doğal ,herşeyi mübah görmeye başladık.
Avrupayı medeni olarak görmek gerçekten hiç tarih bilmemek ,siyaset bilmemek ,ekonomi bilmemek ,hiçbir şey bilmemek demek.
AvrupayA özenmek hele daha da komik.
Avrupaya medeniyeti öğreten biziz .
Onlar dünya tarihinde hiç bir taşları yokken dünya tarihini kendilerince yazıp ,Avrupa tarihini bize dünya tarihi diye yutturup beynimize işlediler.
Bütün medeniyeti bizden alıp şimdi bize satıyorlar.
Zamanında bizden aldıkları medeniyeti de biz şimdi hayretler içerisinde onlara özenerek apışıp kalarak anlatıyoruz.
İçi boş bir avrupa özentisi ve her konuda "aaa avrupa şöyle avrupa böyle "demek ezbere bilgilerden ahkam kesmek demek bana göre.
Çünkü birazcık tarih okusak en azından kendi tarihimizi ,dünyaya medeniyeti öğretenin biz olduğumuzu anlayacağız ama malesef biz sadece birbirimizi yemekle meşgul olup duruyoruz.
Avrupada insan hakları çok gelişmiş sanıyoruzya bu da ayrı bir komedi.
Avrupanın durumu bizden katbekat içler acısı.Sadece görünüşte öyle.
Avrupa'da aile önemini yitirmiş, din ahlakına cephe alınmış, namus, şeref gibi kavramlar yok olmaya yüz tutmuştur. Din ahlakından uzak bir yaşantının sonucunda vicdanlar körelmiş, adalet, merhamet, sadakat ve vefa gibi güzel ahlak özelliklerine rastlanamaz hale gelinmiştir.
Onların sistemleri farklı ,onların inançları farklı ,onlarda bizdeki gibi gayrı meşru hayat gayet normal kabul ediliyor , o yüzden de medeni görünüyorlar ,bumudur medeniyet.
Biz de bunu medeniyet olarak algılıyoruz.
Bir çok ülkede uyuşturucu kullanmak serbest ,fuhuş serbest ,sanatçılarından normal insanına kadar hepsi bir batağın içerisinde..
Bize de bunu medeniyet diye sunuyorlar biz de bal gibi özenip öyle hayatlar yaşamak istiyor ve buna da insan hakları diyoruz.
Avrupa kendi haline yansın .
Biz bize yapılan oyuna kanıp da onların durumuna düşmeyelim de ,onların medeniyeti kendilerine kalsın .
Avrupaya özenmek yerine içimizdeki güzellikleri keşfetmek en güzeli.
Bizim öyle güzel değerlerimiz varki.
Bizdeki mevlana yunus kimde var..
Dünyanın dört bir yanından kendini medeni sanan ,ruhları boş ve maneviyata aç bir sürü avrupalı gelip bizim değerlerimize hayranlıkla bakıp geri dönüyor .
İçlerinde dolduramadıkları boşluğu bizim değerlerimizle dolduruyorlarken bizim hala onlara imreniyor ve en ufak bir insan hakları meselesinde onları örnek gösteriyor olmamız şaşılacak gibi değil ..
Son tahlilde Necip Fazılın çok sevdiğim bir cümlesiyle bitirmek istiyorum sözlerimi ve diyorum ki umarım hepimizde bir gün daha fazla tarih bilinci ,daha fazla maneviyat gelişir ki kendimizin farkına varıp başkalarının kuklası olmayalım..

Sen ki, bir sapık ırza geçse nefret kusarsın; Milletin ruh ırzına geçerler de susarsın !"

Necip Fazıl Kısakürek

Hiç yorum yok: